Terkib-i Bent Genel Özellikleri
Terkib-i Bent Genel Özellikleri
Bentlerle kurulan bir Nazım biçimi olan terkib-i bent 5-10 bentten oluşur.
Her bentte de 10-20 dize vardır.
Bendin son beytine vasıta beyti denir. Bu vasıta beyti her bendin sonunda değişir ve mutlaka uyaklanır.
Vasıta beytinin üstündeki beyitlerin tümüne terkiphane denir.
Bentleri oluşturan dizeler genelde gazeldeki gibi aa/ba/ca/da… biçinde uyaklanır.
Terkib-i bentte felsefî ve sosyal düşüncelere, toplumun bozuk yönlerine dalkavukluklara, idarecilerin kötü davranışlarına, zamandan yakınmalara, birinin ölümünden duyulan üzüntüye yer verilmiştir.
Terkib-i bendin Türk edebiyatındaki en ünlü şairleri Bağdatli Rûhî ve Ziya Paşa’dır.
Mersiyeler genellikle Terkib-i bent Nazım biçimiyle yazılmıştır. (Bâkî’nin Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı mersiye terkib-i bent Nazım biçimiyledir.)
Terkib-i Bent Örnekleri
N”olaydı görmeye idi bu macerayı gözüm
Boguldı seyl-1 belâya dağıldı erkânı
Cinayet etmedi cânî gibi anun canı
Akıtdı yaşumuzı yakdı nâr-ı hicranı
Yalancmun kuru bühtanı buğz-ı pinhâru
Felek o canibe döndürdi şâh-ıdevrânı
Geçerler idi geçende o merd-i meydânı
Vebale koydılar âl ile Al-i Osmânı
Tolundı mihr-i cemâli bozuldı divânı
Ecel celâllleri aldı Mustafa Hânı
(1. Bend)Meded meded bu cihânun yıkıldı bir yanı
(Şehzade Mustafa Mersiyesi)
Terkib-i Bend (2)
Bağdatlı Ruhi
Ser-halka-i rindân-ı melâmet-keş-i aşkız
Hâlâ ki biz üftâde-i hûbân-ı Dımışkız
Ma’lûm olur ahvâlimiz erbâb-ı vefaya
Bu matla’-ı garrâyı okı ebsem ol andan
Derlerse buluşdun mı o bî-berg ü nevaya
Ruhîyi eger bir sorar ister bulunursa
Âdâb ile var hizmet-i yârân-ı safâya
Bağdad’a yolun düşse ger ey bâd-ı seher-hîz
Alındı gönül bir sanem-i mâh-likâya
Olduk nereye vardık ise aşka giriftar
Uyduk dil-i dîvâneye dil uydı hevâya
Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır
Kim renc-i sefer bâ’is ola izz ü âlâya
Koyduk vatanı gurbete bu f ikr ile çıkduk
Gam çekmeyiz uğrarsak eğer derd ü belâya
(17. Bend)
Verdik dil ü cân ile rızâ hükmi kazaya
Ser-halka-i cem’iyyet-i peymâne-keşânız….
Biz mest-i mey-i meygede-i âlem-i canız
Meyhanedeyiz gerçi velî aşk ile mestiz
Hem-kâse-i erbâb-ı diliz arbedemiz yok
Âlâlara âlâlanınz pest ile pestiz
Bu âlem-i fânide ne mir ü ne gedâyız
Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastız
Erbâb-ı garaz bizden ırağ olduğı yeğdür
Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne-şikestiz
Mâ’il degülüz kimsenün azarına amma
Pây-ı hum-ı meydür yerimiz bâde-perestiz
Sadrın gözedüp neyleyelüm bezm-i cihanım
Biz mâ’il-i bûs-ı câm u kef-i destiz
Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
Biz ehl-i harâbatdanız mest-i elestiz
Sanman bizi kim şîre-i engin- ile mestiz
(1. Bend)
Yahya Bey