Öğrenciye Uygunluk İlkesi (Çocuğa Görelik İlkesi)
Öğrenciye Uygunluk İlkesi (Çocuğa Görelik İlkesi)
Öğretimde çocuğa görelik ilkesinin benimsenmesi, aynı yaş grubunda olsalar bile her öğrencinin ilgi, yetenek, zekâ, fizyolojik ve ruhsal özellikler bakımından birbirinden farklı olduğunu kabul etmeyi ve programı bu şekilde düzenlenmesini gerektirir.
Öğrenciye uygunluk ilkesi, gelişim-öğrenme psikolojisindeki yeni yaklaşımlar ve çağdaş eğitim akımlarının etkisiyle gelişmiştir. Günümüz çağdaş eğitim akımları (örneğin İlerlemecilik) öğrenci merkezli eğitimi savunmaktadır. Tüm programın merkezinde öğrencinin kendisi vardır ve bütün öğrenciler birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler. Öğrenciler birbirlerinden farklı özellikler sahip olduğuna göre eğitimin bu öğrencilerin farklılıklarının dikkate alınarak verilmesi gerekir. O halde eğitim bireyselleştirilmelidir. Bu ilkenin öğretimi bireyselleştirme ilkesi olarak da bilinmesinin temel gerekçesi de budur.
NOT: Geleneksel eğitim anlayışında aynı gelişim seviyesinde bulunan öğrencilerin tümünün aynı ruhsal özelliklere, aynı zekâ seviyesine, aynı ilgilere ve aynı fizyolojik özelliklere sahip olduğu kabul edilerek eğitim verilmektedir. Ancak aynı gelişim seviyesinde olsa da bu öğrencilerin tamamının her yönüyle birbirinin aynısı olması imkânsızdır. Bunun doğal bir sonucu olarak da ortalamanın üzerinde ve altında kalan öğrenciler böylesi bir eğitimden son derece olumsuz bir şekilde etkilenir.
ÖRNEK: İlkokul 4.sınıf fen ve teknoloji dersinde dolaşım sistemi işlenirken öğretmenin farklı zekâ türlerine ait etkinlikler yaptırması bu ilkeye örnek verilebilir. Örneğin öğrencinin ilgi ve yeteneklerine göre; görsel sunular izlettirmesi, kompozisyon yazdırması, drama çalışmaları düzenleyerek kendilerini geliştirmelerini sağlaması öğrenciye uygunluk ilkesinin kullandığını göstermektedir.
anlatım güzel olmuş..