Davranışçılık Kuramı nedir?
Davranışçılık Kuramı nedir?
Bu yaklaşımın kurucusu olarak J. B. Watson gösterilebilir. Davranışçı yaklaşıma göre, psikoloji gözlenebilir davranışların bilimidir ve davranış içinde oluştuğu çevre koşullarıyla açıklanmalıdır. Bu nedenle “ çevreciler” olarak da bilinirler. Yapısalcılığı son derece yetersiz gören bu görüş, sezgilerin, duyguların, düşüncelerin gözlenemeyeceği düşüncesinden yola çıkarak içe bakış yöntemini reddetmiştir.
BİLGİ: Tabula-rasa (boş levha) teorisi insan zihninin doğuştan bomboş olduğunu, her şeyin çevre etkisiyle (taşıntıyla) şekillendirildiğini kabul eder.
Bilinç asla görülemez, dokunulamaz, koklanamaz, tadılamaz veya hareket ettirilemez. Bu en az ruh kavramının ispatlanamazlığı kadar ispatlanamaz bir varsayımdır. (Watson & McDougall, 1929).
Davranışçılar, davranışın niçin olduğuna değil nasıl oluştuğuna önem verirler. Bunun için çevredeki uyarıcı koşullarla, ortaya çıkan davranış arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Yani bir başka ifadeyle bireyin içinde olup biten biyolojik – bilişsel süreçlerle ilgilenememişlerdir. Davranışçı yaklaşım, davranışı uyaran – tepki bağı içerisinde incelemiş öğrenme sürecini çevredeki ödüllendirme koşullarına bağlamıştır.
Watson “Bana rastgele bir bebek verin, soyu-sopu, yetenekleri, eğilimleri, becerileri, vs. ne olursa olsun, ondan istediğim şeyi yaratayım: Bir doktor, avukat, tüccar, hatta bir hırsız, bir katil” diyerek çocukların doğduklarında şekillendirmeyi bekleyen bir kil kütlesine benzediğini belirtmiştir. Güdülenme ve pekiştirmede dışsal süreçlere önem veren davranışçılar insanı büyük oranda edilgen bir canlı olarak kabul ederler. (Watsan bu yönüyle, J. Locke’un ‘boş levha / tabula-rasa’ bakışını kabul etmiştir.)